Saadet Partisi, İslam ülkelerinin büyükelçilerini bugün iftar yemeğinde ağırladı. Ankara’daki iftara, millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ilee Saadet Partisi genel Lideri Temel Karamollaoğlu da katıldı.
“MİLLETE BİR KELAMIMIZ VAR”
Kılıçdaroğlu, büyükelçilere hitaben şunları söyledi:
* “Temel Beyefendi ile birlikte Türk siyasetinde yeni bir anlayışı hâkim kılmaya çalıştık. Birlikte olmak, birlikte olmak. Hoşlukları toplumun her bölümüne anlatmanın bu topluma Aka bir fayda, fayda sağlayacağına inanıyoruz. Hengame, çekişmeden bir şey çıkmadı. ancak birlikte olduğumuz, Birlikte olduğumuz vakit, ülkenin hoşluklarını toplumun her kısmına rahatlıkla aktarabiliriz. Ne benim ne Temel Bey’in Özel bir dileği yok. Şayet bir Dilek varsa bu, ülkenin huzur içinde yoluna devam etmesidir. En Aka dileğimiz bu.
* Ramazan ayındayız, evet kutsal bir aydayız. Manevi hislerimizin zenginleştiği bir aydayız. Dostlukları ve birliktelikleri dillendirdiğimiz bir aydayız. Bir zelzele felaketi yaşandı, onun açtığı yaraları Türkiye’de daima birlikte gidermeye ve tedavi etmeye çalışıyoruz. lakin bu millete bir kelamımız var. Dükkanı yıkılan, meskeni yıkılan, ahırı yıkılan herkesin lakin herkesin meskenini, dükkanını, ahırını yine yapacağız. O beşerler, bir kuruş Nakit ödemeden toplumsal devletin muhafazası altında, kendi ahırlarında en azından hayvanlarını besleyebilecek, dükkanda alışverişini yapabilecek, konutunda de rahat oturabilecek.
* Helalleşmenin aslında bu noktada gerçekleşebileceğine inanıyorum. Ölenleri Geri getiremeyiz lakin o binaların yapılması için 42 şahıs imza attı, 13 doküman düzenlendi. Hepsi halk vazifelisiydi. Bir kişi, dükkanı alan, Biricik bir imza attı tapuda. Dedi ki ‘Bu binalar sağlam yapılmıştır, devlet de garantisini vermiştir. Evraklar düzenlenmiştir, fizik mühendisinden mimara kadar 43 şahıs imza atmıştır. O Vakit ben de gidip bu dairemi, dükkanımı alayım.’ Münasebetiyle bize düşen misyon, o konutları, konutları, dükkanları yine yapıp hak sahiplerine teslim etmektir.
* Ölenleri Geri getiremeyiz, gerçek ancak oturup helalleşeceğiz. Ölenleri Geri getiremiyoruz ancak toplumsal devlet olarak üstümüze düşen Tüm yükümlülükleri, fedakarlıkları daima birlikte yapıyoruz demektir. Bu vesile ile yardımlarını esirgemeyen, Tüm dünyaya, başta İslam ülkeleri olmak üzere hepinize şükran borçluyuz. Dostluğu, insanlığı, daima birlikte yardım süreci içinde gördük. Münasebetiyle sizlere teşekkür ederiz.
“KENDİ VİCDANINDA SORGULAMASI LAZIM”
* Bir soru ile başlayım. İslam ülkelerinde neden Acı ve gözyaşı var? Bu soruyu, akılbaliğ olan herkesin kendi vicdanında sorgulaması lazım. Aslında bilimde çığır açan, İslam dünyası. Sosyolojiden tutun matematiğe kadar. Tıptan tutun Uzay bilimlerine kadar. İslam dünyasının İslamiyet’ten Çabucak sonra gerçekleştirdiği bilimdeki inanılmaz gelişmeler, Orta Çağ’da Rönesans’ın başlamasına yol açtı. Bilimde ve teknolojide bu kadar Kıymetli adımlar atan İslam dünyası 21’inci yüzyılda neden geride? Bunu hepimizin sorgulamamız lazım.
* Kaldı ki Aziz Yaratan Kur’an-ı Kerim’de diyor ki ‘Aklınızı kullanmıyor musunuz?’. Aklı kullanmanın yolu, aslında Aziz Yaratan’ın mucizelerini keşfetmektir. Bize sunduğu nimetleri keşfetmektir. ilim ve teknolojide ilerleyen ülkeler, öteki ülkelere kendi teknolojilerini de götürebilmektedirler. Biz, ilim ve teknolojiye, üniversitelere değer, lakin hakikaten Fazla Çok Ehemmiyet vermek zorundayız. Alimin vefatı alemin vefatı üzereyse, sevgili peygamberimiz bir alimin vefatını bir kâinatın vefatına bağlıyorsa bilime ne kadar İslam dünyasının Ehemmiyet verdiğini gösteriyor.
“HAK, HUKUK VE ADALETİ İSLAMİYET ÖĞRETİYOR”
* Sayın Karamollaoğlu, Filistin ve Filistin’de yaşananları dillendirdi. Yıllardır devam eden bir dram var, hakları gasp edilen beşerler Mevcut orada. O Vakit Şayet biz hakkın ve haklının yanında duracaksak elbette ki Filistin ve Filistin davasının yanında durmak zorundayız. zıt hale biz, bize öğretilen inancı reddetmiş oluruz. Haksızlık karşısında susan Lal şeytansa haksızlık karşısında susmayacağız, bir yerde haksızlık varsa ona karşı çıkacağız. Bu, benim yakınım, akrabam ve hiç tanımadığım birisi de olabilir. Münasebetiyle hakkı, hukuku, adaleti İslamiyet bize esasen öğretiyor. Hak, hukuk ve adaleti öğretiyor.
“ADALETTEN GERİYE HAKİKAT GİDİLİYOR”
* Bilgi ve bilimden geriye yanlışsız gidince, adaletten de geriye hakikat gidiliyor, bir cemiyet da çürüme süreci başlıyor. Bu çürümeyi kaldırmak lazım. Biz, bir ortada, Bir arada bu ülkenin huzuru, İslam dünyasının huzuru için çalışmak zorundayız. Bizim bir amacımız var, Orta şark için. Orta Doğu’nun bahtı daima acı, daima kan ve gözyaşı oldu. Neden? Yer altında Aka bir zenginlik Mevcut fakat o zenginlik ülkeler için daima felakete dönüşebiliyor. Bunu bir hali ile çözmek gerekiyor.
* Barışı hâkim kıldığınız vakit, toplumsal dayanışmayı kuvvetli kıldığınız Vakit pek Fazla sorunu çözebilirsiniz. Orta şark barış ve İşbirliği Teşkilatı kurmaya karar verdik. Türkiye, İran, ırak ve Suriye; ne için bir ortaya gelmiyoruz? Orta Doğu’da olanlar karşısında neden birbirimize farklı bakıyoruz? Pek âlâ Problem çözülebilir. Pek âlâ bir ortaya gelebilir, insanların acılarını en azından gidermek konusunda Özel bir Uğraş harcayabiliriz. Bunların hepsi olabilir.
“KENDİMİZİ BİLMEK ZORUNDAYIZ”
* Ramazan ayı, birebir vakitte vicdanen sorgulama yapmamız gereken bir aydır. Yani kendini bilmek ve Yunus’un dediğini yapmaktır. bilim Bilim bilmektir, İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen, bu kaç okumaktır. Biz, kendimizi bilmek zorundayız. Biz, kendimizi bilirken kendi vicdanımızda her şeyi bir formu ile sorgulamak zorundayız. Haksızlık karşısında, en azından bu kadar da olmaz diyebileceğimiz noktaya vicdanımızı getirmek zorundayız. Birlikte, birlikte güzelce yaşamak varken neden acılar, neden gözyaşları olsun? O sorgulamayı da en azından ramazan ayı münasebetiyle olsun yapmak zorundayız. Bunun da olması gerekir.
“ŞİKAYETTEN DEĞİL, SIKINTILARI ÇÖZMEKTEN YANAYIM”
* İslam dünyası şikayet eder. Ben, şikayetten yana değilim. Ben, problemleri çözmekten yanayım. Sorun Mevcut mı? Var. Çözülmesi lazım mı? Çözülmesi lazım. Ne ile çözeceğiz? Aziz Yaratan’ın bize verdiği en değerli akıl ve bilgi ile. Yani birikim ile çözeceğiz. kimi bir sorunu Biricik başına çözme talihimiz olmayabilir. Birlikte, Bir arada olacağız, hoşlukta buluşacağız, Yeniden bu sorunu çözeceğiz. Problemleri çözen bir toplum, daha süratli ve kuvvetli ilerler. Zira akılcı siyasetlerle Problem çözülür, önyargılarla Sorun çözülmez. Birebir şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemek Muhtemel değil. Dolayısı ile aklımızı kullanarak pek Fazla sorunu akılcı siyasetler ile çözebiliriz.” ANKA
Yorum Yok