Antalya’da astronomik artış gösteren kira fiyatları durdurulamıyor.
Kent merkezinde oturulabilecek bir dairenin fiyatı 2 taban fiyatın üzerine çıkmış durumda. konut sahipleri ve kiracılar ortasında yaşanan gerginlikler de çizgi safhaya çıktı.
‘Kiracılar Dayanışması Platformu’ yaptığı basın açıklamasında fahiş kira artışlarının durdurulmasını istedi.
“Biz kiracılar olarak sahiden Aka bir çıkmaz içindeyiz” denilen açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi:
“YÜZDE 25 ‘E KİMSE UYMUYOR”
*Arabuluculuk ve yüzde 25 sonu yara bandıdır. Bizler yara bandı değil tedavi istiyoruz. Tahlil diye önümüze sunulan şeyler, çözümsüzlük doğuracak milleti birbirine düşürecektir.
*Zaten yüzde 25 ‘e kimse uymuyor. Uymuş olsalardı bu kadar insan sokağa atılıyor olmazdı.
*Biz kiracılar dayanışması platformu olarak belediyelerde Hane satış ve kira tespit kurullarının kurulmasını, meskenlerin sınıflandırılmasını ve buna nazaran tavan fiyat belirlenmesini talep ediyoruz.
“ŞEHİT KANLARI İLE SULANDI 400 DİN DOLARA SATILAMAZ”
*Göç siyasetinin değiştirilmesi gerektiği, Hane ve toprak satışı ile ülkeye döviz girişi yerine üretim yaparak ülkeyi kalkındırmanın yanlışsız bir yaklaşım olacağın lisana getirildiği açıklamada; “Çünkü bu ileride beka problemine yol açacaktır.
*Şu Lahza ağır biçimde yabancılara yalnızca Hane değil toprak da satıldığını görmekteyiz. Evet her şeye artırım geldi lakin buradaki Problem kente gelen Varlıklı yabancılardır.
*Önüne gelene 400 bin dolara Hane alma karşılığı vatandaşlık verilerek Türk halkı enflasyonla boğuştuğu üzere bir de Güçlü yabancıların dolarlarına yem edilmiştir.
*Tüm emekli, minimum fiyatlı, öğrenci, memur kısaca dar gelirli vatandaş güç durumda bırakılmıştır.
*Gençlerimiz mesken kiraları yüzünden evlenemez duruma gelmiştir. Ülkemize sığınmacı olarak gelen mülteciler peş peşe çocuk doğururken bizim Türk halkı Dünya’ya çocuk getiremez hale gelmiştir.
*Bu da Türk halkının genlerinin tükenmesine Türksüzleşmeye yol açmaktadır . Bu ülkede dar gelirli vatandaş hor görülmektedir. Siz bu ülkenın işçi halkına sizin bu ülkeye ne yararınız Mevcut diyemezsiniz.
*Asgari fiyatla çalışıyor diye hor görürseniz gün gelir o işçi halkın tokadını yersiniz. Bu ülke toprakları şehit kanları ile sulandı 400 din dolara satılamaz.
“EN BÜYÜK ETKENLERDEN BİRİ FIRSATÇILIKTIR”
Kentte nihayet devirlerde yaşanan barınma krizine birtakım mesken sahiplerinin ve emlakçıların yol açtığını söyleyen Şerife Yavuz ise şöyle konuştu:
*En Aka etkenlerden biri ise fırsatçılıktır. Bu durum hem mesken sahipleri hem de emlakçılardan kaynaklanmaktadır.
*Bu durumun buraya gelmesinin en Aka sebepleri göç, iktisat ve fırsatçılar olsa da buna göz yummak da kira artışlarının denetimden çıkmasına Sebep olmuştur.
*Ama bizler sesimizi duyurmaya başladık. Üzerine alınanın alınması gereken herkes alınabilir. Buna politikler de dahil” dedi.
Barınma sıkıntısının Türkiye’de yaşayan milyonlarca insanın omuzuna Aka bir yük olduğunu söyleyen Seda Kul da, “Konut probleminin tahlili barınma gereksiniminin karşılanması gayesiyle toplumun ortak Yarar ve çıkarlarının bireyin Yarar ve çıkarlarının üstünde tutulabileceği ve hakkın özüne ve ruhuna karşıt olmamak şartı ile mülkiyet hakkına sınırlama getirilebileceği kabul ediliyor. Bu kapsamda devletler Vakit vakit taşınmaz kiralama hakkına Türlü taraflardan sınırlama getiriyor” biçiminde konuştu.
“SORUNLAR ÇIĞ ÜZERE BÜYÜMEKTEDİR”
Konut probleminin siyasetin Temel problemlerinden birisi olduğunu lisana getiren Burcu Özer ise,
şöyle konuştu:
*Evini kaybeden ve konutundan çıkmak zorunda bırakılan ya da her Lahza atılma, evsiz kalma korkusu ile yaşayan bireylerin kendilerine, ailelerine ve geleceklerine dair korkuları ve Hane yoksulluğunun ortaya çıkardığı toplumsal, ruhsal ve sıhhat sıkıntıları çığ üzere büyümektedir.
*Konut sorunu siyasetin Temel bahislerinden biridir. Bu manada yaşadığımız bu sürecin mimarı olarak izlediği yanlış siyasetler sebebiyle var iktidarı ve güçsüz muhalefeti görmekteyiz.
*Konut krizinde devlet aksiyonunun fiili hareketlerine baktığımızda Temel emelin Hane krizini çözmekten fazla, datalı politik ekonomik nizamı korumak ve kapital birikim sürecini desteklemek olduğunu görüyoruz.
*Yüzde 25 yasası, arabuluculuk yasası bunun örneğidir. Yapılmaya çalışılanlar devletin tahlil üretmekten Fazla refah ve Hane alanındaki radikal talep ve gayretleri etkisizleştirmeye çalıştığını, konutun demokratikleşmesi taleplerini sistemin sürekliliğini sağlayacak alanlara yönlendirecek müdahaleler yaptığını göstermektedir.
Açıklamaya TİP Antalya Milletvekili Adayları Yunus Başaran ve barış Atay Mengüllüoğlu da takviye verdi.
Yorum Yok