Türkiye Personel Partisi (TİP) genel Lideri Erkan Baş, Seyahat tutuklusu avukat Can Atalay’ın milletvekilliği adaylığı teklifini kabul ettiğini duyurmuştu. Atalay, listeye Hatay’dan girdi.
Atalay tutuklu olduğu Silivri’den bir name yazdı. “Söylenecek Fazla kelam, konuşulacak Fazla Sorun Mevcut ancak vakit dar, yapılacak Amel çok” diyerek kelamlarına başlayan Atalay, “Büyük bir ırmağın kollarına benzeyenler yani bizler, memleketin bu karanlıktan çıkması için gereken sorumluluğu almaya talip olduk. O karanlığın en yoğunlaştığı anlarda mizahla, dişle, tırnakla, düşle, inatla umudun Canlı tutulmasını daima birlikte sağladık” sözlerini kullandı.
“İSTİBDAT REJİMİNİ BİRİNCİ TURDA…”
“Günümüzün kilit sorunu Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin birinci tıpta kazanılmasıdır” vurgusu yapan Atalay, şöyle yazdı:
“Bu karanlık daha Çok sürmemeli, bu istibdat rejimi seçimin birinci çeşidinde hak ettiği yere yolcu edilmelidir. Edilecektir. Bu ülke, en ucuz maliyet kalemi Amele canı sayılarak yola devam edemez. Memleketimiz, piyasa şartları mazeretiyle insanlarımızın şimendifer raylarında, madenlerde, ormanlarda, Talebe yurtlarında, fabrikalarda, inşaatlarda vefatını olağan sayıp gözünü kapatarak yoluna devam edemez. Dün Fethullahcılar bugün Süleymanlılar ve başkaları, insanımızın yoksulluğunu istismar ederek memleketi karanlığa sürükleyemeyecekler. Buna müsaade vermeyeceğiz.
“İLK ADIMIMIZ BU OLACAK”
Türkiye Değerli bir eşikte. Cumhuriyeti savunduk, savunuyoruz ve savunacağız. Cumhurbaşkanı adayı Bay Kemal’in kendi sözü ile “Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız”. Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin ülkesi yolunda ileri hakikat birinci adımımız bu olacaktır.
“HAK KAYIPLARIMIZIN HESABINI SORACAĞIZ”
Bu memlekette her şey Seyahat ile başlamadı. lakin özgürlükçü dalganın yükselmesinde Kıymetli bir dönemeç oldu. Seyahat, bu memleketin eşitlik, özgürlük, eşitlik ve demokrasi umudu oldu. Seyahat’in toplumsal, siyasal bütün bakiyesini, bütün toplumsal kısımlarla birlikte ileriye, memleketin geleceğine taşıyacağız. Bunu yaparken birebir vakitte boğazımızda düğümlenmiş, gözümüzün kenarında kurumuş kalmış bütün acılarımızın, hak kayıplarımızın hesabını soracağız.”
Yorum Yok