Hanefi Avcı, İstihbarat Şube Müdürü olarak Diyarbakır’a atandığında üzerinde durdukları en Kıymetli bahis PKK aksiyonları ve bunların Belde yapılanmasıydı. O Devre Hizbullah’ın da örgütlendiği konuşuluyordu fakat neler yaptıkları konusunda hiçbir ipucu elde edilemiyordu. Sonra örgütün şifreleri çözüldü, Aka operasyonlar yapıldı. Avcı “Hayli tesirli olan operasyonlar sonrası örgüt eylemsizlik devrine girdi. Dernek kurdular, Hizbullah kontağı nedeniyle kapatıldı. 2013’de “Allah’ın Partisi” manasına gelen HÜDA PAR’ı kurdular” dedi. Cumhur İttifakı’na dayanak veren HÜDA PAR’ın Hizbullah’ın devamı olduğunu söyleyen Avcı şöyle devam etti: HÜDA PAR’ın ortaya koyduğu Tüm datalar Hizbullah’ın da savunduğu datalar ve ideolojiler. HÜDA PAR, Tüm toplantılarında, şovlarında, halka yaptığı seminerlerde geçmişte Hizbullah örgütünün yöneticisi olmuş, çatışmada öldürülmüş hepsiyle ilgili fotoğraflar gösteriyor, ‘Önderimiz, şehidimiz’ diye anıyor, orta yere koyuyor. Her Yıl öldürüldükleri tarihte anmalar yapılıyor, şovlar tertipleniyor, birçok şey yapıyor. Aslında ismine bile bakarsanız Hizbullah manasını Arapçadan Türkçeye çevirirseniz ‘Allah’ın Partisi’, HÜDA PAR’ın da manası Allah’ın partisidir.”
HİZBULLAH YER ALTINDA
HÜDA PAR’ın Tüm konuşmaları, savunmaları, ideolojisiyle Hizbullah’ın devamı olduğu tarafında hiçbir tereddüdün olmadığını öne süren Avcı “HÜDA PAR’a yakın bilinen iki kişi, PKK tarafından öldürüldü. Birebir gün 5 PKK’lı öldürüldü. Çabucak yanıt verildi. Yani şu Mevcut bir Hizbullah Mevcut yasa dışı, yeraltı, gizli ve silahlı. Bir de HÜDA PAR var. fakat Hizbullah’ın idaresinden birkaç insan HÜDA PAR’ı yönetiyor. Yani HÜDA PAR ve Hizbullah iki farklı örgüt üzere fakat biri meşru devamı üzere. Asıl yöneten, asıl sistem Hizbullah. Yani Hizbullah hâlâ Mevcut ve yer altında sessiz. Silahlı, gerektiğinde ortaya çıkar. İstediğin Vakit harekete geçebilecek. Şu anda silahlı ortam uygun değil. ancak legaldeki insanları yöneten de yönlendiren de o. Zati eski Hizbullahçı, evvelden Hizbullah’tan yakalanmış, girmiş-çıkmış ve onun yakınlarından oluşuyor. Bu partinin yalnızca Güneydoğu ve doğuda varlığı var” dedi.
Uzun vadeli planlara nazaran organize olmuşlar örgütün ardında İran’ın maddi takviyesi var
■ Hanefi Avcı, Hizbullah ile ilgili en Fazla rahatsız olduğu mevzunun, gerisinde İran devletinin olmasının olduğunu söyledi. Avcı şöyle devam etti: “Hizbullah kurulduğu günden itibaren uzun vadeli planlarına nazaran organize edilmiş, ona nazaran yönetiyor. Asıl gayelerinin ne olacağı tahminen bir gün ortaya çıkacak. Örgütün o denli bir yapısı Mevcut ki çözmek Mümkün değil. Bir Devre bilim ve Menzil diye ikiye bölündü. Menzil kümesinin başındaki Fidan Güngör sıkıştığı için İstanbul’a geldi. Güngör, telefonla İran’la irtibat kuruyor. Telefon trafiğinden, İran’ın bu çatışmayı durdurmak için çalıştığı anlaşıldı. Bu ortada şunu gördük: Hizbullah’ın bilim ve Menzil kümelerini İran destekliyor. Konuşmalarda İran’dan maddi yardım talep ediliyor. O yardımlar geliyor. Biz bunları izlerken halbuki bilim kümesinin, Menzil kümesi içinde elemanları varmış. “Sohbet edelim’ diyerek Göngör’ü çağırıyorlar, ağzını bantlayıp çekyatın içine koyuyorlar, eşya nakleder üzere Batman’a götürüyorlar. Orada sorgulayıp öldürdüler.”
Seçimlerde her şeyi yapacaklar
■ HÜDA PAR’ın kanunî bir Bina olduğu için anayasal haklardan faydalandığını belirten Hanefi Avcı, Hizbullah’ın kurulmuş, geliştirilmiş bir örgüt olduğunu belirterek “‘Biz silahlı aksiyon yaptık lakin yanlış yaptık. Biz meşruya geçiyoruz’ deseydi hürmet duyulurdu. Niye? Evvelce aksiyon yaptıklarını kabul ediyor. ‘Hatasını görmüş bugün, meşru partiye dönüşmüş desteklenmesi gerek’ denilebilir. ancak ben o kanaatte değilim. arka tarafta yasa dışı Bina var. Yasa dışı Bina onları yönetiyor, yönlendiriyor. Yasal Bina olduğu için anayasal haklardan faydalanacaktır. Seçimlerde her şeyi yapacaktır. fakat devletin Emniyet üniteleri bunları bilip arka tarafta bu yasa dışı yapıya yönelik onları ortaya çıkaracak halde misyonlarını yapması gerekir” dedi.
Devlet örgüte Yardımcı oldu
■ Hanefi Avcı, Hizbullah’ın 90’lı yılların sonunda Güneydoğu’da PKK’ya karşı aksiyonlar yaptığı için kollandığını Anlatım etti. Diyarbakır’da 8 Yıl misyon yapan Avcı “Şanlıurfa, Mardin, Batman ve Diyarbakır’da PKK’ya karşı oldukları için bunların bir örgüt değil, birbiriyle haberleşen beşerler olduğu düşünüldü ve devlet Olumlu yaklaştı. Bırakın tutuklanmasını, mahkemeye bile sevk edilmiyorlardı. 17 Ocak 2000’de örgüt başkanı Hüseyin Velioğlu öldürüldü. bütün raporlara ulaşıldı. 8 bin insan bu örgütün militanı. 43 vilayette operasyonlar yapıldı. Van’da 5, Elazığ’da 2 polisimiz şehit edildi. çok sayıda militan yakalandı, kimileri yurtdışına kaçtı. Sonrasında yakalananların tutukluluk müddetlerinde 10 yılı doldurduğu için tahliye edildiler” dedi.
Gaffar Okkan’ı Biricik Dizi halinde pusu kurup katlettiler
Hizbullah, yapılan Aka operasyondan bir Yıl sonra Diyarbakır güvenlik Müdürü Gaffar Okkan’ı şehit etti. Hem de 25 kişinin katıldığı Belde merkezinde devasa bir hareketle. Onlara nazaran Okkan, Güneydoğu’daki bütün operasyonları yöneten kişidir. Avcı, Okkan’ın nasıl şehit edildiğini şöyle anlattı:
25 TERÖRİST VARDI
“Suikasttan 5-6 ay Evvel örgüt bir mesken kiralıyor. Gayeleri Okkan’ı binadan çıkarken dürbünlü tüfekle vurmak. Bu türlü bir hazırlıktan güvenlik haberdar oldu. Muhafaza sayısı da artırıldı. Şehitlik semtinde caminin kenarında çalılıkların ortasına silahlar evvelden konuldu. aksiyon saatinden Evvel 25 terörist orada diziliyor. Gaffar beyin hangi saatte çıkıp meskene gittiğini de biliyorlar. Teröristler geçiş saati yaklaşınca Biricik Dizi pusuya yatıyorlar. En öndeki trafik eskortunu, gerideki müdafaa otomobiline atak yapacak formda dizayn oluyorlar. Karanlıkta kendilerini gizliyorlar. 17 Tane uzun namlulu silah kullanıyorlar. O aksiyonda Gaffar Beyefendiyle Bir arada 5 polisimizi de şehit ettiler. Okkan’ı öldürürlerse kendileriyle uğraşılmayacağını düşünmüşler.”
Ali Gaffar Okkan, Diyarbakır güvenlik Müdürü iken 24 Ocak 2001’de suikaste kurban gitti.
PKK ile çatışmaya girince deşifre oldular
Hanefi Avcı, İstihbarat Şube Müdürü olarak Diyarbakır’a atandığında üzerinde durdukları en Değerli bahis PKK hareketleri ve bunların Belde yapılanmasıydı. O Devre Hizbullah’ın da örgütlendiği konuşuluyordu fakat neler yaptıkları konusunda hiçbir ipucu elde edilemiyordu. Avcı, “Örgütün varlığını, başkanı Hacı Bayancık’ı birinci kere PKK’nın yayın organlarından öğreniyorduk. Hizbullah’ın hiçbir hareketiyle karşılaşılmıyordu. Yakalanan Hizbullah’a ilişkin bin kadar mecmua, bu türlü bir örgütün varlığı için birinci işaretti.
KENDİLERİNİ SAKLADILAR
O günlerde Mardin’den bir yaralı getirildi. PKK mensubu olduğu sanıldı. Halbuki getirilen şahıs Hizbullah mensubuydu. Köyde PKK’lılarla çatışmış, onlardan kaçarken polisle karşılaşınca bu Defa polisle çatışmaya girmiş ve yaralanmıştı. O Devre PKK’nın aktifliği artmış, onlara karşı duranlar bunlardı. Ruhsatsız uzun namlulu silahlarla kente iniyorlardı. Bu kadar Fazla silaha, mühimmata, takıma sahip olan örgütün çoktan hareket yapması gerekirken, bunlar daha uzun bir amaçlara hazırlandığından hiç aksiyon yapmadı. PKK çatışıncaya kadar da varlıklarını ortaya koymadılar. Yani her şey Mevcut lakin harekete girişmiyor. Daha farklı hareket ve misyonlara hazırlanmışlar” dedi.
Yorum Yok